Hiçbir şeyin kesin olmadığı dünyamızı yönlendiren ‘Bulanık Mantık’ ilkesini anlamadan dünyayı da anlamak mümkün değil.
Bulanık mantığı incelerken şu akademik çalışmadan, buradaki ve bu çalışmadan faydalandık.
Mantığın bulanığı yahut berrağı olur mu diye düşünenleri aydınlatarak başlayalım: Aristo mantığı.
Aristo mantığına göre herhangi bir yargının iki değeri olabilir. 0 ya da 1, ve bu değerler birbiriyle tutarlı olmak durumundadır. Bu mantığa göre hem ‘belki’ ihtimaline hem de 0.5 noktasına yer yoktur, herhangi bir yargı değerlendirilirken iki ayrı uçtan birine geçiş yapılması şart.
Bu mantığın daha farklı yönleri de var ama şimdilik bu kısmı bizim konumuz için yeterli.
Aristo mantığına kesinliğin mantığı dersek bulanık mantığın ne olduğu zaten ortaya çıkıyor.
Kökenini Farabi’ye, İbn Sina’ya dek götürebileceğimiz bulanık mantık, doğanın belirsizliklerini açıklamak için müthiş bir araç. Şu basit soruyu yanıtlayın, 80 yaşında birine yaşlı deriz, 5 yaşında bir çocuğun yaşlı olmadığını biliriz. Buraya kadar Aristo mantığı tıkır tıkır işliyor.
Peki sizce bir insanın yaşlı olduğunu söylemek için onun kaç yaşında olması gerekir?
Mantığı kurabilmek için ihtimalleri ortaya dökmeye başlayalım, yaşlı diyebileceğimiz kişi 40 yaşından büyük olmalı, ne dersiniz?
Hatta modern dünyada kişilerin daha sağlıklı yaşlandığını düşünürsek yaşlı tanımındaki kişi 50 yaşından da büyük olmalı. O halde yaşlılık sınırını 50’ye yakın bir yerde tutabiliriz fakat Aristo mantığı buna izin vermediği için bulanık mantığa başvururuz.
Kesinlikle kurulan mantıkta ’50’ye yakın’ diye bir açıklamaya yer yok. İşte, bulanık mantık bu problemi çözmek için ortaya çıktı ve basit bilmecelerden çok daha farklı noktalarda iş görüyor.
Yapay zeka varlığını bulanık mantığa borçlu.
Karmaşık ve zor problemleri sonsuz ihtimal arasından yaklaşık çözümlerle ortadan kaldırdığı için hayli kullanışlı bir yapıdan bahsediyoruz ve iş sadece gelecek için kurduğumuz teknolojilerde bitmiyor. Robotları kontrol etmek, füzelerin kontrolü, asansörlerin, klimaların, trafik lambalarının, metroların çalışabilmesi bu mantıkla mümkün.
İki uç örnek verelim, yemek pişirme makinesini nasıl programlarız? Yemeklerin pişme süresine göre.
Bir yemeğin pişme süresi 30 dakikadan daha kısa sürecek ama 10 dakikadan uzun sürecekse bu aralıkta bir süre seçmek gerekecek. Sürenin 30’a yakın olması yemeklerin kıvamını değiştirecek ve aradığımız lezzete ulaşmamızı sağlayacak, o halde 20 dakika yeterli olabilir, bunun kararı için o makineyi üretenlere büyük iş düşüyor.
Ya da ilginç bir geçiş yapalım, füzelere bakalım.
Füzelerde bulanık mantık uçuş kontrol mekanizması olarak iş görüyor. Şöyle anlatalım, bir füze uçuşa geçtiğinde sürdürmesi gereken bir rotaya sahip ve hava akımı, rüzgar gibi etkenlerle maksimum birkaç santim bu rotadan kayar. Fakat yanlış bir hesap olduysa onu yarı yolda yeniden yönlendirmek gerekecek ve belki de 50 derecelik bir açı değişikliği zorunlu olacak.
Yine, bulanık mantıktan faydalanan bir programlamaya ihtiyaç var.
Çok net değişimlerden ziyade yakın sonuçlara ulaşmanın, en azından onlara ulaşabilmenin gerekli olduğu tüm durumlarda bulanık mantık yardıma koşuyor.
images.squarespace-cdn.com
Çünkü bazen 0 ile 1 arasında bir yerde olmak, uyum göstermek gerekir. Sadece bizi geleceğe taşıyacak teknolojiler değil, hayatın karmaşasında önemini fark edemedeğimiz çoğu teknikte bulanık mantığa büyük bir teşekkür borçluyuz.
0 Oylar: 0 Oylar, 0 Oylar (0 Puanlar)